Kayıtlar

Kendinden başka...

Resim
 Öyle yorgunum ki nasıl anlatsam bilmiyorum. Ama anlaşılmak isterdim. İnsanlar artık beni hayal kırıklığına bile uğratmıyorlar. Herkes her şeyi yapabilir bu çağ böyle bir çağ. Kirli, saçma bir çağ işte. Ufak bir güzellik arıyoruz onca karmaşanın içinde. Nefes almaya çalışıyorum. Kim bana nasıl gelirse artık öyle gidiyorum insanlara. Sevgimi de saygımıda hak eden insanlar için saklıyorum. Hem daha da rahat yaşanıyor böyle. Kendi doğrularının peşinden gitmek en iyisi. O yüzden insanlardan hiçbir zaman akıl alma gereği duymadım. Zira insanların aklı kendilerine yetse hayatları bambaşka olurdu. Kendin için yaşamak en güzeli. Kendi fikirlerin ile yaşamak en özeli. Hem günler bitiyor, yıllar bitiyor. Ne kalıyor ki geriye? Kendinden  başka. Esra Tengilim 

Güzel Bir Hatıra Olarak Kalmak...

Resim
  Aslında asıl mesele şu ; vücudun toprağa kavuştuğunda, arkanda yinede ruhunu hayatta tutacak bir şeylerin olmalı. Mesela insanlar gülüşünü, gözlerini,kalbe dokunan güzel sözlerini, sevgini en çokta merhametini hatırlamalı. Yani güldüğünde doğan güneşin, gözlerin kapandığında sönmesin. Bir yerlerde güzel hatırlanmaktan daha mükemmel ne olabilir ki? Düşünsene insanlar arkandan ne güzel severdi, sevgi doluydu ya da sevmişti diyorlar muazzam. O yüzden sana ne kadar kötülükle gelirlerse gelsinler sen iyiliğinden, sevginden ödün verme. Ruhuna nefes ol. Gülüşlerinden ve sevmekten asla vazgeçme. Şimdilerde evet insanları sevmek, hayata rağmen gülümsemek çok zor. Ama bir yerlerde hala sevilmeyi hakeden insanlar var. Zaten onların hatırına dönüyor mu dünya? Yaşarken bir şey yapamasanda bir yerlerde güzel bir hatıra olarak kal. Esra Tengilim 

Sevilen Dönüşüm

Resim
 Dönüştüğüm kadını seviyorum. Kalbine iyi gelmeyen her şeyden, herkesten vazgeçen kadını. Sadece değer verdiği ve değer gördüğü şeylere, sevgiyle bakan kadını. Kendi bildiği doğruların peşinden koşan kadını. Her şeyi,akışı değiştirecek gücü ve cesareti olan kadını. Kendine verdiği sözleri tutan kadını. Herkese rağmen gülümsemekten vazgeçmeyen, hayata tutunan o kadını gerçekten çok sevdim. Çünkü o kadın biliyor ki onu artık kimse, hiçbir şey yıkamaz. Hayat artık onun parmaklarının ucunda. Ona bu kararlılığı verene şükürler olsun. Şimdi beni bu hale getiren tüm hatalarımı kucaklıyorum ve gökyüzüne inanarak bakıyorum. Esra Tengilim 

İçimdeki Ses (7)

Resim
 Kimin ne düşündüğü ne yaptığı çok da önemli değil aslında. Sen içinden geldiği gibi yaşamalısın hayatı. Güçlü olmak zorunda değilsin belki ama kararlı olmak zorundasın. Kim olduğuna karar vermelisin. Kim olmak istediğine kim olacağına karşındakilerin kim olduğuna... Çünkü hayatta bizleri en çok belirsizlikler yorar. O yüzden önce soru işaretlerinden vazgeçmek gerekir. Bir şeyler bizi sürükler ise boşluğa, önce o boşlukları doldurmak gerekir. Keşkelerde boğulmamak için kendi kararlarımız da yüzmemiz gerekir. Biliyorum zor bu günler ama yarınlarda kolay olmayacak. Fakat biz savaşmayı öğrenmiş olacağız. Acıya gülümseyerek ruhumuzu yaşatacağız. Belki deli diyecekler ama özgürce kahkahalar atacağız. Çünkü yaşamak böyle bir şey. Kimseyi umursamadan hayata sarılmak böyle bir şey. Esra Tengilim

Kendini Sev

Resim
 Anlatmak değil de anlamanızı daha çok isterdim. Uzun sessizliğimin yorgunluğumdan olduğunu aslında hiçbir şeyin artık önemli olmadığını bilmenizi isterdim. Vazgeçtim ben sonu bitmeyen hikayelerden. Kaçmak istediğim yollar vardı çoktandır. Dibinde olduğum ve defalarca çıktığım binlerce kuyular... Beni tüketen düşüncelerden,içimde öldürdüğüm insanlardan, yüklerimden arınmanın yollarını arıyordum ve buldum. Artık sonsuz bir gelecek var önümde ve hepsini kendim elde ettim. Çünkü gücün kendisi benim. Şahı da ben oynatırım matı da istersem rezil ederim. Yeter ki isteyeyim. Sonsuz inanç yükledim içime ve artık gökyüzüne farklı bakıyorum. Ağaçlar mutluluk veriyor, güneş gülümsüyor. Sanırım buna insanın kendini sevmesi deniliyor. Sevin en çok kendinizi sevin. Hayatı birilerini ikna etmek için değil kendinizi sevdiğiniz için yaşayın. Esra Tengilim 

Ne Güzel İlaç

Resim
  Ve şimdilerde aynı gökyüzüne bile bakamadığımız insanlar var, bilinmeyen bir yerlerde. Seslerini duymadığımız, gözlerini hayal meyal hatırladığımız.. Evet unutmak böyle bir şeymiş.İnsan gerçekten unuttukça hafifliyor. Birazda kendini fark ediyor işte. Sahi insan nasıl birden unutabiliyor ki çoğu şeyi? Söylerler ya unutmak en güzel ilaç diye. Unuttuğun şeyleri fark ettiğinde anlıyorsun, hayatın ne kadar gelip geçici olduğunu. Şarkılar, küçük bir kare, bir anı, koca bir asrı hatırlatıyor ama hatırlayınca da hiçbir şeyin eskisi gibi hissetirmediğini fark ettiğinde iyileşmiş oluyorsun. Süper bir tedavi yöntemi değil mi? Doktorun kendi zihnin.  Bu yüzden diyoruz ya tek çare insanın kendi diye. Eskiden yaralarımı severdim belkide  yaralayanları hatırlattığı için. Şimdi hepsi geçmiş ve ben hiç fark etmemişim. Unutmak gerçekten güzel bir nimet. Önemini bilmek gerek. Esra Tengilim 

Eksikler ile Yaşamak

Resim
  Tam 1 yıl olmuş dün. İnsan eksikleri ile yaşamayı da öğreniyor. Sevdiğin birini sonsuzluğa uğurlamak zorunda kalınca, bazen kendini de bırakıyorsun o yolda. Neşeler eksik, gülüşler kısıtlı, hep bir hüzün sürekli kapıda oluyor. Ama yaşıyorsun bir şekilde işte. Sonuçta bu dünya bize ait değil, herkes misafir. Bir gün bizlerde kalkıp gideceğiz bu masadan, önceden gidenler gibi. Ama gittiğimiz de arkamızda güzel gülüşler bırakmak daha önemli. Biliyor musun? Ben, beni mutlu eden ne varsa sımsıkı sarılıyorum artık ve seni düşündüğüm zaman, kalbimde hala çiçekler açıyor. Bir son ancak bu kadar sonsuz bir sevgi bırakabilirdi. Ve o sevgi öldürdüğü kadar hayatta da tutuyor. Böyle muazzam bir ikilem. Unutmak zor ama insan kendisini tamamlayan güzellikleri nasıl unutsun ki?  Esra Tengilim

İçimdeki Ses (6)

Resim
   Bak bugün Güneş farklı doğdu, gökyüzü hiç bu kadar sıcak gülümsememişti. İnsan bir şekilde yaşamayı öğreniyor. En azından inandığı sürece hayatta kalmayı başarıyor. İçine sığındığın ve beklediğin bazı zamanlar vardır. Bin bir umutla sarıldığın zamanlar.. Eskiden artık beni hiçbir şeyin heyecanlandıramayacağını düşünürdüm. Alışkanlıklarımdan vazgeçmem çok zordu. Ama yaş ilerledikçe tecrübeler arttıkça insan her şeyden vazgeçebileceğini görüyor. Kalbinin ritminin değişeceğine tanık oluyor. Melankoli bir hayatınız bile olsa gülümseyecek bir şeyler buluyorsunuz. Sonra kalbinize iyi gelmeyen ne varsa geçmişe gömüyorsunuz. Daha sağlam adımlarla geleceğinize doğru, yola çıkıyorsunuz. O yolda dikenlerle de karşılaşsanız, sonunda göreceğiniz güle olan inancınız sizi daha güçlü biri yapıyor. Zaten canını acıtan her şey seni hayat da daha canlı tutuyor. Aynadakinin yüzünün gülmesi için başkasına ihtiyacın yok. Evet hayatımızdaki zorluklara karşı, birinin elini tutsan daha kolay kalkarsın ayağa

Hislerin Kırıntıları

Resim
      Kaçmayı hiç bilemedim ben. Yalanlarla avutamadım kendimi. Gerçeklerin canımı acıtacağını bilsem de o tokatları sevdim. Ne düşünüyorsam söyledim. Korkmak ne demek bilmedim. Nasıl hissediyorsam öyle yaşadım bu hayatı. Acı mı da sevdim gülüşümü de. Yeri geldi hatalarım için aynadakine de bağırdım yeri geldi kendime sımsıkı da sarıldım. Bir şeyi seviyorsam söylemekten, hissettirmekten hiç korkmadım ve eminim 7'den 70'e hep böyle olacağım, böyle kalmak için savaşacağım. Güzel olduğuna inandığım her şeye gönülden bağlıyım. Yenilgilerime rağmen bak hala hayattayım.  Gülüşlerimi değişmem biri için dökülen göz yaşına. Üzülüyorum arada insanlar için harcadığım yıllara. Ama aldığım dersleri görünce bir kere daha seviyorum kendimi. Ben kaybetmeyi bilmem çünkü kazanmak için oynamam bu dünya oyununu. Gerçekten hissedenler anlar, anlatılanları. Anlamayanların ise bir önemi yok artık. Hayat bir şekilde öğretiyor çünkü istesen de istemesen de. Kendini kaybetme. Geçmişini unutma. Geleceğin

Geri Dönüş

Resim
 Sevmezdim eskiden bu şehri. Grisi üstüme çökerdi. Her güne bıkkınlık ile başlardım. Neden uyandım dercesine. Sonra manzaralarıma başka pencerelerden bakmayı öğrendim . Sevdiğim her şey buralarda bir yerlerdeymiş gibi hissettim. Sessizce gülümsemeyi öğrendim. Yollarda açan çiçekleri sevdim. İnsanları izledim, ânın telaşını hepsinin gözlerinde gördüm. Farklı düşünmeyi öğrendim. Yıktım o eski duvarları.  Fark etmeden böylece büyüdüm sanırım ve anladım ki şehrin bir suçu yok. İnsan kendi karanlığını içinde taşıyor. Büründüğü psikoloji ya deniz kenarına yada uçurum kenarına götürüyor. Seçim yapabilirsen yaşıyorsun yada kaybediyorsun. Ama her şey yine insanın kafasının içinde sakladıklarına çıkıyor işte. Böylece kafanın içindekilere fırsat verirsen, aynanın karşısında ki istediğin biri de olabiliyor yada nefret ettiğin biride. Kendin hariç şehirleri suçlamak da bu yüzden işte. Oralarda ki karanlık anılar şehre bambaşka bir elbise dikiyor ve sen dikene değil oluşan elbiseye kızıyorsun. Esra