24 Kasım.
Bu his nasıl geçer bilmiyorum. Düşünsene daha dün karşında dimdik duran bir insan bugün toprağın altında. Hangi satır bu acıyı hafifletir ki? Hangi anıyı aklından silebilirsin? Valizini bile toplayamadan bu hayattan gitmek zorunda olanların yokluğuna nasıl alışılır ki? Bilmek isterdim. Gözümüzdeki yaş söndürmüyor kalbimizin ateşini. Aksine daha da körüklüyor. Haklıymışsınız birlikte güldüğünüz insan için ağlamak o kadar berbat bir duyguymuş ki. Yıllar sonra tekrar hatırladım bu sancıyı. Ama çocuktum o zamanlar tam anlamazdım. Sanırım içimizde açılan bu boşluğu asla dolduramayacağız. Ama o boşluğa alışmak zorundayız .Artık kırmadan dökmeden, yarına garantimizin olmadığını fark ederek yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü giden için dua etmekten başka bir şey elimizden gelmiyor. Maalesef giden gittiği ile kalıp arkasında koca bir enkaz bırakıyor. Bu yüzden gidene değil de kalana zor diyorlar işte. Kalan da daima sevdiğini kalbinde dualarla yaşatıp ona layık yaşadığı sürece hay...